17 Mart 2016 Perşembe

Brugge


Görenleri büyüleyen bir şehir Brugge, bakalım anlatırken hakkını verebilecekmiyiz. Yaklaşık 120.000 nüfusu ile orta boy bir şehir ama sahip olduğu turistik değerler ile Belçika'nın belki de en öne çıkan ve tanınan şehri. Bunun en önemli nedeni, her gezginin ilgisini çeken farklı güzellikleri olmalı. Bazı gezginler "Kuzeyin Venediki" olarak tanımlarlar ki doğrudur. Bazı gezginler, buna biz de dahiliz, resmen Orta Çağ'ın içindesiniz diye tanımlarlar ki doğrudur. Adeta Orta Çağ'ın herhangi bir anında burada saat durmuş ve sizi günümüzden içine çekmiş gibi hissedersiniz. Bazı gezginler, arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken burunlarına gelen waffle, çikolata ve patates kokuları ile mest olurlar, bazı gezginler ise onlarca çeşit meşhur Belçika biralarını, birbirinden güzel mekanlarda tadarlarken şehre aşık olurlar. Bazı gezginler ise dükkanları gezerken gördükleri dantelleri, çeşit çeşit bebekleri, guguklu saatleri incelerken zamanın nasıl geçtiğini anlamazlar. Evet, burası Brugge, muhtemel siz de büyüleneceksiniz.
Şehre ulaşım: Şehirde havalimanı olmadığı için ülkemizden direk hava ulaşımı yok. Avrupa'nın diğer şehirlerinden tren, otobüs veya araç kiralayarak kolayca ulaşılabilmekte, ülkemizden ise en pratik olan Brüksel'e uçmak. Brüksel'de iki havalimanı bulunmakta, THY'nin uçtuğu Brüksel Havalimanı'ndan tren veya şehirlerarası otobüsler ile, Pegasus'un uçtuğu Charleroi Havalimanı'ndan  Flibco Shuttle Bus ile, Brüksel kent merkezinden ise yine tren (Brüksel Tren Garı-Mini) ve şehirlerarası otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Tren ve otobüslerin, özellikle de havalimanı otobüs servisi olan Flibco Shuttle Bus'un, aşağıdaki linklerini takip ederseniz 5 €'dan tek yön bileti bulabilirsiniz. www.flibco.com ,   https://tr.flixbus.com/   ,   https://busbud.com/tr ,    www.belgianrail.be ,www.virail.com.tr ,    https://www.saveatrain.com  , www.raileurope-world.com

Şehir içi ulaşım: Brugge tren garı ve otobüs firmalarının durakları yanyana ve şehir merkezine yakın konumdadır. Ağır eşyanız yok ise şehir merkezine yürünebilir. İsterseniz garın hemen yakınındaki şehir içi otobüslere binip, 5 dakika gibi kısa bir sürede şehir merkezi olan Markt Meydanı'na ulaşabilirsiniz. Tek yön bilet ücreti 3 € olup, bir saat süresince de geçerlidir. Bileti otobüs şoföründen, bilet ofisinden veya makinelerden de alabilirsiniz ancak oteliniz merkeze yürüme mesafesinde olur ise ihtiyacınız olmayacaktır. Güncel bilgi için;   https://www.delijn.be/en/

Gezilecek yerler: Şehrin ana meydanı Grote Markt (Büyük Pazar) aynı zamanda şehrin kalbinin attığı en büyük meydanı. Meydanın orasında durup, 360 derece meydanı çevreleyen yapılara baktığımızda ilk düşündüğümüz, Orta Çağ'dan günümüze bu zarif yapıların bozulmadan nasıl geldiği oldu. Meydandaki en yüksek bina Brugge Çan Kulesi (Belfry Brugge). 83 metre yükseklik ve 366 basamaktan oluşan kule 13.yy.da inşa edilmiş (çıkış 10 €). Geçmişte devlet hazinesine ve arşivine ev sahipliği yapmış olan kule, günümüze gelene kadar defalarca yenilenmiş. Kulenin altındaki yan bina ise S. Dali Müze binası (Museum-Gallery XPO Salvador Dali) (giriş 10 €). Her iki gezimizde de günübirlik geldiğimiz için müzeyi gezmeye zaman ayırmadık, kuleye çıkmayı ise, 366 basamağından dolayı göze alamadık.



Meydanda kulenin karşısında şeker tadındaki beşik çatılı evler muhakkak ilginizi hemen çekecektir. Meydanın bu evlere yakın kısmında bulunan iki heykel, iki ulusal kahramana ait. 1302 yılında Fransızlara karşı ayaklanmış, Flaman halkına önderlik eden Jan Breydel ve Pieter de Coninck'e ait heykellerin yapım yılı 1887. Bu arada meydanda çarşamba günleri pazar kurulduğunu da not edelim.


Meydanda güzel mimarisi ile dikkat çeken yapılardan bir diğeri, gotik yapıda ve 1887 yılında yapılmış olan Mahkeme Binası (Provincial Court-Province Palace). Yanında bulunan bina ise Tarih Müzesi (Historium Bruges) (giriş 17.50 €). Müzenin teras cafesi ise çok güzel. İlk yorgunluk molasını isterseniz burada meydanın güzelliğini seyrederek ya da meydanda bulunan faytonlar ile kısa bir şehir turu yaparak giderebilirsiniz (50 €).


Büyük Pazar Meydanı'nın hemen yan tarafında, bu meydana nazaran daha küçük olan bir meydan daha bulunuyor (Burg Square). Burg'da bulunan 2 yapı, meydanın en gözde yapıları. Bunlardan biri gotik ve romanesk mimarisi hemen göze çarpan Belediye Binas (Brugge City hall), diğeri ise Kutsal Kan Bazilikası (Basiliek van het Heilig Bloed). İki katlı küçük bir bazilika ama görüntüsü nedense bize biraz ürkütücü geldi. Çok önem verilen bir bazilika çünkü burada Hz. İsa'ya ait olduğuna inanılan kanlı bir bez, fanus içerisinde sergileniyor. Kutsal emanet katedralin ikinci katında sergileniyor ve rivayete göre Kudüs'ten getirildiğinden beri hiç açılmamış. Katedral ücretsiz, ikinci kat giriş 2,5 €.


Çan Kulesi'nin bulunduğu tarihi binanın yanındaki yoldan Dijver Nehri'ne doğru yürürken sol tarafta bir mekan göreceksiniz, Brugge Bear Wall. Burası bira sevenler için harika bir mekan, bira sevmiyor olsanız bile içerisini görmenizi öneririz. Yüzlerce çeşit bira var ve istediğinizi deneyebiliyorsunuz.


Buradan çıkıp sola döndüğünüzde Dijver Nehri'nin hemen yakınındasınız. Köprüyü geçtiğinizde, köprünün iki tarafında bot tur duraklarını göreceksiniz.Brugge'de kanal turu olmazsa olmazlardan, unutmayın bu şehir için söylenen "Kuzeyin Venendiki" boşuna söylenmemiş. 30-40 dak. süren bot tur için ücret 8 €.

Köprüyü geçip, gar istikametine doğru, nehir boyunca yürüdüğünüzde Brugge'nin başka farklı yüzünü göreceksiniz. Dijver Nehri boyunca pek çok güzellikle karşılaşacaksınız. İlk görecekleriniz Groeninge Museum, Gruuthusemuseum, Bizim Leydi Kilisesi (Chapel of Our Lady of the Blind) ve Eski St. John Hastanesi (Sint-Janshospital) olacak. Bizim Leydi Kilisesi, 122 m. yükseklik ile hem şehrin en uzun yapısı hem de dünyanın 2. büyük tuğla kulesiymiş. İçinde Michelangelo'nun "Brugge'lu Madonna" (Madonna di Bruges) heykeli bulunuyor. Hazine bölümündeki 15. ve 16. yüzyıla ait diğer eserlerle beraber Brugge'nin mücevherlerinden biri diyebiliriz. Sint-Janshospital (Museum) ise hemşirelik tarihi ve dinin etkileri hakkında çok iyi bilgiler veren harika bir müze (giriş 12 €). Müzeye ilave olarak eski eczaneyi de ziyaret edebilirsiniz.





Devamında Begijnhof olarak adlandırılan bölgeye ulaşacaksınız. Beyaz renkli evleri, kiliseyi gezip, bahçesinde dinlenebilirsiniz. 13.-14. yüzyıllarda katoliklerin yaşadığı, bugün ise kadınlar için dini bir manastır olarak hizmet veren bölge, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alıyor. Bizim bayıldığımız yer ise Kuğulu Park (Wijngaardplein) oldu. Kartpostallık fotoğraflar için sanki kuğular size poz veriyorlar. Fotoğraf makinenizi elinizden bırakmayın birazdan karşınıza Aşk Gölü (Lake of Love) ve Minnewater Park'ı göreceksiniz. Özellikle göl kenarındaki, Kasteel Minnewater Restoran'ın suya yansıması dikkatinizi çekecektir.





Şehirde keyifle yürüdüğümüz Steenstraat Caddesi'nde yürümenizi öneririz. Cadde boyunca dizilmiş sıra sıra dükkanlar önünde yürümekten keyif alacaksınız. Cadde üzerinde şehrin ana kilisesi olan Aziz Salvator Katedrali (Sint-Salvatorkathedraal) görülmesi gereken önemli yapıdır. Zuidzandstraat Caddesi ile devam ettiğinizde t Zand Meydanı'na ulaşırsınız. Meydanda gördüğümüz ilginç heykellerle süslü havuz ise doğrusu ilgimizi çekti. Meydanda bulunan büyük kırmızı bina Konser Salonu (Concertgebouw). Gara yakın konumdaki t Zand Meydanı'ndan şehre girecekseniz, buradaki Tourist İnformation'dan harita alabilirsiniz 







 








 






















      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder