2 Nisan 2016 Cumartesi

Kopenhag


Başkent Kopenhag ( Kobenhavn )
İskandinav gezimizin İsveç ve Norveç'ten sonra son durağı olan Kopenhag'a  gelmiş dururmdayız. İki günümüzü burada doya doya yaşamak istiyoruz. Tek endişemiz yağmurun bize izin verip vermeyeceği. İsveç ve Norveç'ten alışkın olduğumuz gibi medeniyet, sanat ve tarih kokan bir başka başkentin burası olduğunu zaten gezi öncesi araştırmalarımızdan biliyorduk ama emin olun yazılanların eksiği var fazlası yok. Önce yine genel bilgiler ve ulaşım ile başlayalım.
Danimarka'nın Başkenti Kopenhag'ın nüfusu Ocak 2012 sayımına göre yaklaşık 1 milyon 200 bin. Koben tüccar, havn ise liman kelimelerinden oluşuyor yani kobenhavn dancada tüccar veya ticaret limanı demektir. Para birimi ise Danimarka Kronu(DKK), 10 DKK=1.40 Euro
Kopenhag Havalimanı( Danca: Københavns Lufthavn ) (CPH) ana uluslararası havalimanıdır. Şehir merkezine 8 km. uzaklıktadır. İskandinav ülkelerindeki en büyük havalimanıdar. Bagaj kontrolünden sonra bir kat yukarıdan bineceğiniz tren ile şehir merkezine 10-15 dakikada ulaşabilirsiniz.
Şehir içi ulaşım: metro dahil bütün toplu ulaşım araçları ile her yere ulaşmanız mümkün, tek sorun, bizim anlamakta zorlandığımız bölge(zone) olayı. Şehir bölgelere(zone) ayrılmış ve bilet ücretine kolayca hakim olamıyorsunuz. Bütün bölgelerde geçerli günlük bilette(130 kron) , tüm bölgelerde geçerli tek yön bilet 108 kron, 24 saat sadece ilk dört bölgede geçerli bilet 80 kron. Kalacağımız otelde ilk dört bölge içinde olduğundan 80 kronluk bilet bize yeterli oldu. Bir diğer önemli konuda bileti sadece metro ve tren istasyonlarındaki otomatlardan alabiliyorsunuz. Otobüsün içerisinde de alınabildiğini öğreniyoruz ancak biz ulaşımımızda otobüsü hiç kullanmadık ayrıca 24 saatlik biletin saati otomatlardan aldığınız anda başlıyor yani ben bugünden yarının biletini alayım ilk okutmamda aktifleştireyim diyemiyorsunuz. Metro M1 ve M2 olmak üzere 2 hattan oluşuyor.
Gezilecek yerler: Gezmek için can attığımız Tivoli Park maalesef bizi güzel karşılamıyor çünkü yaz için hazırlık yapılıyormuş. Haliyle içeriden fotoğraf alamıyoruz ama internetten bilgi aldığınızda giremediğimize üzülmekte haklı olduğumuzu göreceksiniz. Yılda 5 milyon ziyaretçisi ile Avrupa'nın 4. büyük eğlence parkıdır. Eh, bizde bu seferlik dışı ile idare edelim dedik ve fotografladık.



Moralimizi bozmuyor ve hemen tivoli parkının karşısındaki muhteşem meydana geliyoruz. Burada mimarisiyle göz kamaştıran bu güzel binanın adı Kopenhag Belediye sarayı (Kopenhag City Hall). 




Kopenhag'ın simgesi  Küçük Denizkızı Heykelini (Little Mermaid) daha sonlara bırakmayalım. Evet, Brüksel'deki işeyen çocuk heykeli kadar,  bu heykel de  hayal kırıklığı. Bir de üstelik şehrin en ucunda. Dünyaca ünlü yazar Hans Christian Andersen anısına  Carsberg ailesi tarafından heykelin boyu 1.23cm. ağırlığı ise 175 kg.dır. Çeşitli zamanlarda saldırıya uğrayan bu küçük  heykele, belki de kızan bir Türk'mü yaptı? diye  düşünüyoruz. (biz değiliz, görüldüğü gibi biz çok mutluyduk)
Hazır Denizkızı heykeline gelmişken, hemen yakınında yer alan Aziz Alban Kilisesi (Saint Alban's Church) ve önündeki Gefion Çeşmesini mutlaka görün. Özellikle Gefion Çeşmesi, belki kiliseden önce turistlerin dikkatini çekmektedir. tanrıça gefion ve toprak süren öküz şeklinde dört oğlunu simgelemektedir.


Kilise ve Çeşmeden sonra yine onlara çok yakın Harika bir yerdeyiz, Danimarka Kraliyet ailesinin ikamet ettiği Amalienborg Sarayı. Saray meydana bakan birbirinin benzeri dört binadan oluşuyor. VIII. Frederik Sarayı Kraliyet ailesinin ana sarayı, IX. Christian Sarayı, VIII. Christian Sarayı ve VII Frederik Sarayı. Meydanda 1771 yılında yapılmış Kral V. Frederik'in heykeli bulunmaktadır.



Sarayların ortasındaki heykelde Kral Frederik'in gidiş istikametine bakıldığında kocaman kubbesi ile karşınızdaki yapı ise Mermer Kilise (Frederik's Church). 31 metre genişliğindeki kubbesi ile İskandinavya'nın en büyük kubbesine sahiptir.


 Bu kez Heykeli ve Kilise'yi arkanıza alıp denize doğru baktığınızda denizin karşı kıyısında göreceğiniz yapı ise Opera Binası. Oslo'daki muhteşem opera binasını detaylı gezdiğimizden, ulaşımı zaman alıcı olduğundan ve daha gezeceğimiz çok yer olduğundan, buradaki Opera Binası'nı uzaktan manzarası ile izlemekle yetiniyoruz.


Sırada Kopenhag resimlerinin çoğunda demirbaş olan, renk renk evlerle gerçektende kartpostallara hayat veren Nyhavn'dayız. Bir zamanlar Danimarkalı ünlü yazar Hans Christian Andersen'in de evinin olduğu ve ünlü masallarını bu evde yazdığını öğrendiğimizde Nyhavn bölgesini gezmek için sabırsızlanmıştık. Geldik ama yağmur tadımızı kaçırdı, buna rağmen bir kaç foto aldık, biraz yürüdük ve o güzelliği seyrettik. Buradan ayrıldıktan bir kaç saat sonra yağmur kesilince ne yaptık? Doğruca buraya tekrar geldik. Duamız kabul olmuştu.



Nyhavn bölgesinde bir hayli zaman geçiriyoruz ama doyulacak gibi değil. Hemen ilerimizde güzel bir bina dikkat çekiyor, burası Royal Danish Theatre. Çok merkezi olan Nyhavn bölgesine ulaşmak için metro "Kongens Nytorv". Tiyatronun hemen yakınındaki Guinness World Records Museum'u ise ziyaret edemeden geçiyoruz çünkü zaman daralıyor ve bizim daha çok işimiz var.



Ağır adımlarla ilerliyoruz, Stroget caddesinde yapacağımız gezinti ile Kopenhag gezimizi bitirmeden görmeyi istediğimiz bir kaç yer daha var. Önce yolumuzun üzerinde Nikolaikirche. Yüksek kulesi ile dikkat çeken görkemli bir bina. Önce Kiliseyi gezip sonra hemen yanındaki meydana geliyoruz burası Storkespringvandet, çok güzel bir çeşme ve meydan. Şu an Stroget caddesindeyiz artık.





Stroget üzerindeyiz ancak cadde gezimizden önce buraya çok yakın olan Yuvarlak Kule (Rundetarn) ile Kopenhag Katedralini (Copenhagen Cathedral) görmek istiyoruz. Rundetarn rasathanesi bugün Avrupa'da işlev gören en eski gözlem evidir. Caddeye de yakın, mutlaka görün.Bilet fiyatı 25 Kron. Cadde gezimizden önce son olarak Kopenhag Katedrali'ni görmeye gidiyoruz. Katedral hem gözlem evine hem de caddeya yakın konumda. İçerisine hayran kaldığımız Katedralde bizce kesinlikle görülmeli.


 Doğrusu görmeyi isteyip göremediğimiz iki yerden birisi Tivoli'nin içi ve bir de zaman yetersizliğinden gidemediğimiz Christiania bölgesi. 1-2 yer bırakalım ki tekrar gelmeye nedenimiz olsun diye kendimizi kandırarak artık cadde gezintimizi yapıyoruz ve bir hafta süren İskandinavya gezimizi bitiriyoruz. Hoşçakalın.






Dünya bir kitaptır, gezmeyenler sadece bir sayfasını okur”    St Augustine
























































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder