15 Haziran 2016 Çarşamba

Porto


Dört gün sürecek Portekiz gezimizin iki gününü geçireceğimiz Porto'ya yaklaşık beş saat süren uçak yolculuğu ile ulaşıyoruz. Avrıpa'nın en batısındaki Portekiz'in Lizbondan sonraki 2. büyük  şehri olan Porto'nun  nüfusu yaklaşık 250 bin. Başkent Lizbon ile üç saatlik sürüş mesafesi bulunuyor ve ülkede Euro kullanılıyor. Şehir ismini liman anlamındaki Port kelimesinden almıştır. Bir çok Avrupa şehrinde olduğu gibi Porto'nun ortasından geçen bir nehir (Rio Duoro) şehre hayat veriyor.

Şehir içi ulaşım: Metro, otobüs ve özellikle turistik bölgelerde keyifle kullanacağınız nostaljik tramvaylar ile şehrin her bölgesine ulaşmakabilirsiniz. Özellikle otobüs hatları mümkün olduğunca metrolarla bağlantılı. A,B,C,D,E ve F olmak üzere 6 metro hattı bulunuyor. Biletleri metro istasyonlarındaki makinalardan veya bilet gişelerinden alabilirsiniz. Tek kullanım 1.35 €, günlük bilet ise 6,5 €.Otobüslerde isterseniz şoförden tek kullanımlık bilet alabilirsiniz. Alacağınız bu biletler metro ve otobüslerde geçerli iken nostaljik tramvaylarda geçmediğini hatırlatalım. Nostaljik tramvay ise 2,50 €. Taksilerde açılış 3,50 €, km. başına ise 0,50 € ödüyorsunuz. Biz ihtiyaç hissetmedik ancak uygun fiyatları ile taksiyi de alternatifleriniz arasına alabilirsiniz.

Gezilecek yerler: İlk gün şehre biraz uzak noktada bulunan Opera Binasına (Casa da Musica) aracımızdan inmeden el sallayıp, Atlas Okyanusunun kıyısına, 8 km. uzunluğundaki Avenida da Boavista caddesinden ulaşıyoruz. Peynir kalesinin önünde okyanusu bir süre seyrediyoruz.




Sahilden boyunca aracımızla şehre ilerliyor ve Baxia bölgesini gezmek için mola veriyoruz. Önce Clerigos kulesini (Igreja dos Clerigos) görüyoruz. Kulenin alt tarafında bulunan dünyaca ünlü kitapçıya, önünde gördüğümüz kuyruktan dolayı, girmekten vazgeçip, kulenin karşısındaki parka yöneliyoruz. Solumuzda kalan Portekiz Fotoğraf Müzesi'ni (Centro Portuges de Fotografia) dışarıdan görüp parka giriyoruz. Parktaki ilginç heykelleri bir süre inceliyoruz.



Parkın etrafında ise Adalet Sarayı (Domvs Ivstıtıa) ile Porto Üniversitesi Binası bulunuyor

 

Üniversite binasının karşısında ise harika bir kilise (Ingreja do Carmo) bulunuyor.



Aracımıza biniyoruz, bir süre şehir içinde turladıktan sonra, Arrabida Köprüsünden (Arap Köprüsü) karşı kıyıya (Gaia Bölgesi) geçip, köprünün hemen başında bulunan otelimize yerleşiyoruz.
2.gün otelimizin hemen yakınından bindiğimiz otobüs ile yine Arrabida Köprüsü'nden geçerek son durak olan Boavista meydanına geliyoruz. Dün önünden geçtiğimiz Casa da Musica binası da burada bulunuyor. Önce binayı, sonra bina karşısındaki güzel evleri ve bir eğlence parkını gezip "Casa da Musica" metrosuna giriyoruz.




Bindiğimiz metrodan 3 istasyon sonra, tüm metroların kesiştiği "Trindade"istasyonunda iniyoruz. Buradan başlayarak şehri yürüyerek adım adım gezip, Duoro nehrine ulaşmak istiyoruz. Metrodan nehir istikametine ilerlerken ilk görülecek yer, 2-3 dakika içerisinde ulaşacağınız Trindade Kilisesi (Igreja da Trindade). Kiliseden aşağı doğru1-2 dakika yürüdüğünüzde Porto Belediye Sarayı'na (City Hall) ve uzunlamasına kocaman bir meydana ulaşacaksınız. 22 nolu nostaljik tramvay hattı ile saray arasında kalan meydanın adı Aliados, Tramvay hattından nehre doğru olan meydanın adı ise Liberdade'dir.




 Aliados meydanında tramvay yolunu takip edin (yüzünüz nehre dönükken sola döneceksiniz), 3-5 dakika yürüdüğünüzde tramvay yolunun tam sağ yaptığı yerde durun ve solunuzdaki caddeye bakın. Trafiğe kapalı olan bu küçük İstiklal caddesinin başında çok ünlü olan Majestic kafeyi göreceksiniz. Kafeden sonra caddede kısa bir yürüyüş sonrası tekrar geri dönüp, kafenin önünden geçip, tramvay yolunu takip ediyoruz.


 Önünüze gelecek meydanın adı Batalha. Meydanda Joao tiyatro binası (Teatro Nacional S. Joao) ve mavi fayansları ile gerçekten çok güzel bir kilise (Igreja de S. Ildefonso) göreceksiniz.




Buradan Liberdade meydanına çıkıyoruz. Meydanın bu ucunda ise IV Pedro'nun at üzerindeki heykeli ve heykelin karşısında da Continental Otel bulunuyor. Otele yüzünüzü dönüp kafanızı sağa çevirince Clerigos caddesi ve sonunda Clerigos kulesi (Torre dos Clerigos) çok güzel görünecek. Siz kule çevresini henüz gezmedi iseniz öncelikle o bölgeyi gezip sonra tekrar otel önüne gelmenizi tavsiye ederiz. Biz o işi dün yaptığımız için otelin önünde kafamızı sola çeviriyor ve yürüyoruz.




Karşımızda hemen büyük Porto tren istasyonu (Estaçao Sao Bento) duruyor. Bento tren istasyonu Porto'nun simge yapılarından. Porto ile ilgili resim ve fotoğraflarda sıkça karşılaşacağınız istasyon, sanat eseri duvarları ile huzurunuzda, buyrun...







İstasyondan çıkıp sola baktığınızda muhteşem Se Katedrali'ni, önünüze baktığınızda ise "Sao Bento" metro istasyonunun girişini göreceksiniz. Metro istasyonunun önünden aşağıya doğru yürüdüğünüzde ise önce kırmızı rengi ile dikkatinizi çeken Mercado Ferreira Borges (taze sebze meyve hali) ve önündeki parkın içinden geçtiğinizde ise Borsa binasını (Palacio da Bolsa) göreceksiniz.

 
Borsa binasının yanındaki yine güzel bir kilise (Igreja S. Nicolau) ile diğer Porto'daki tüm kiliseleri gölgede bırakan Francisco kilisesini (Igreja S. Francisco) göreceksiniz.




Kilisenin önünde, nehrin kenarındayız artık. Burası meşhur Riberia bölgesi aynı zamanda. Riberia bölgesi sahil boyunca 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmış ancak bizde sahili gezecek enerji kalmadı. Hem dinlenip hem de aktivite yapmanın yolunu buluyoruz, Francisco kilisesinin önü 1 nolu nostaljik tramvayın ilk durağı olan İnfante durağı ve biz gelen ilk tramvaya biniyoruz. Elimizdeki günlük kartın burada geçmediğini vatman abladan öğreniyor ve mecburen 2,50 € karşılığı biletlerimizi alıyoruz. Değdimi derseniz fazlası ile değdi, nerede ise okyanus kıyısına  kadar sahil boyunca harika bir gezi yapıyoruz. Geri dönüp İnfante durağına geldiğimizde ise dinlendiğimizi hissediyoruz.



Sabırsızlıkla sahildeki caddeye (Cais da Riberi) geliyoruz ve nereye bakacağımızı şaşırıyoruz. Önce doya doya Duoro nehrini, karşı sahili, tekneleri, sokak gösterilerini ve tabiki muhteşem köprüyü (Ponte de D. Luis I) seyrediyoruz.



Köprüye doğru yürüken önünden geçtiğimiz binalar bize biraz Kopenhag'daki Kobenhavn bölgesini hatırlatıyor. Köprüye gelip, ağır adımlarla karşıya Gaia bölgesine geçiyoruz.





Bir yandan geldiğimiz Rebeira bölgesini birde buradan izliyor ve bir kaç Porto şarap imalathanesi görüyoruz.


 Artık gerçekten adım atacak halimiz kalmıyor, günü bitirmeye karar veriyoruz. Gecesini görmeyi aslında çok istediğimiz Porto'nun malesef gecesini göremiyoruz.
***Bu arada biz yapamadık ama belki siz yaparsınız diyerek bir tüyo verelim istiyoruz. 1.nolu nost.tramvaya ilk durak olan İnfante'den binip sahil boyu gidin, dönerken İnfante'den 3 durak önceki "Museu do couroelektrica" durağında inin. Burası 18 nolu nost.tramvayın ilk durağı, buradan 18 nolu nost.tramvaya binin "Carmo" durağında inin, burası da 22 nolu nost.tramvayın geçtiği durak. Bindiğiniz bu 22 nolu tramvay ile bir tur yapın ve isterseniz "Clerigos","Praca Liberdade"veya "Praça Batalha" duraklarından birinde inebilirsiniz. İşte oldu size Hop on hop off, hem ucuz ve hem de çok keyifli.


"Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin önemi yoktur"  A. Şeri İZGÖREN































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder