Bangkok gezimizin bir gününü günübirlik olarak Pattaya'yı gezmeye ayırıyoruz. Elimizdeki notlara bakınca bir günün yeterli olmayacağını anlıyoruz, eh bizde bu seferlik elimizdeki ile yetineceğiz, eksiklerimizi de bir sonraki gezimizde tamamlarız diyoruz. Öğleye kadar zamanımızı denize ayırıyoruz, istikamet Mercan Adası. Pattaya sahilinden özel sürat teknesine binerek keyifli bir yarım saat içerisinde adaya ulaşıyoruz. Beyaz kumsalı, palmiye ağaçları ve turkuaz suları ile şubat ayında deniz keyfi yapıyoruz. Adada deniz mahsulleri ağırlıklı yemeğimizi yiyoruz ve geldiğimiz gibi yine sürat teknemize binerek Pattaya şehir merkezine dönüyoruz.
Pattaya'ya geldiğinizde yapmanızı kesinlikle tavsiye edeceğimiz ikinci aktivite Alcazar show olacak. Avrupa'da bir benzeri show için çuvalla para vermeniz gerekirken burada çok ucuza, çok profesyonel show kesinlikle kaçırılmamalı. Görsellik harika ve flaş kullanmamak şartı ile foto çekebiliyorsunuz.
Şehir merkezinde ise Pattaya sahilinde ve paralel caddelerde yürüyoruz, açık restoranlarda ve çarşılarında bol bol geziyoruz. Pattaya sahili 4 km. uzunluğunda kumsala sahip ve her an kalabalık olduğunu görüyoruz.
Bangkok'a dönüşte ise meşhur Milyon Yıl Taş Parkı ve Timsah Çiftliği'ne (The Million Year Stone and Crocodile Farm) uğruyoruz. Samut Prakan'da bulunan çiftlik, Pattaya'nın kesinlikle olmazsa olmazıdır. 160.000 m2 bir alanda kurulmuş olan çiftlik, 08.00-18.00 saatleri arasında açıktır ve kent merkezinden araba ile yaklaşık 15 dk. mesafede bulunmaktadır. Harika tasarlanmış kapıdan içeri giriyoruz ancak asıl harikanın içerideki botanik park olduğunu görüyoruz.Yaşı 100 milyondan fazla olan ve artık taşlaşmış olan ağaçlar, ilginç taşlar ve kayalar ile elbette çok renkli bitkilerden oluşmuş peyzaj. Emin olan bu kadar başarılı bir botanik park çok nadir görebilirsiniz.
Çeşitli hayvanların olduğu bölümde ise en çok ilgimizi çeken ve insanların fotoğraf çektirmek için sıraya girdiği kaplan oluyor. Daha sonra sevimli dev filleri görmeye gidiyoruz. Turistler keyifle filleri elleri ile besliyorlar. Bölgeye ait olan ve bizim de ilk kez gördüğümüz bir çok hayvanı gördükten sonra aklımızın timsah showda olduğunu söylemeliyiz.
Eğitimli bir personelin yaptıkları ise emin olun defalarca yürekleri ağıza getiriyor. Timsahları çekiyor, elini midelerine, başlarını ağızlarına sokuyor, öpüyor, kucaklıyor ve sinirlendirmek için uğraşıyor. Dünyada başka yerlerde de timsah show varmı bilmiyoruz ancak buradakinin sıra dışı olduğunu söyleyebiliriz.
Timsahlarla dolu bir su birikintisinde hemde onlarcasını bir arada bu kadar yakından görmemiştik, hele birde onları ellerimizle beslemek...işte buda zirve oldu.
Biz Pattaya'ya bu kadarı ile de doyduk ama listemizde eksik kalanları gördüğünüzde burası için 2-3 günün daha doğru olduğunu göreceksiniz. Otelimize dönerken elimizdeki listede şunların eksik kaldığını okuyoruz; Ripley eğlence parkı (Ripley World of Entertainment), Sriracha Tiger Zoo, Pattaya Sualtı Dünyası (Pattaya Underwater World), Gerçeklik Tapınağı (Prasat Satchatham), Mini Siam (Bizim Miniatürk benzeri), Büyük Buda Tepesi ve Wat Phra Yai Tapınağı, Cartoon Network Amazone Tema Park ve Sanat Müzesi (Art in Paradise Pattaya)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder