7 Nisan 2018 Cumartesi

Catania

İtalya'da eksik bıraktığımız, çizmenin önündeki adayı, Sicilya Adası'nı keşfetmek için yollardayız. Sicilya biraz, halen aktif olan Etna Yanardağı, biraz mafya ve baba filmleri, biraz doğa ve deniz tatili, biraz tarih demek, kısaca Sicilya aslında çok şey demek. Beş gün sürecek Sicilya gezimizde amacımız hemen her yerine ayak basıp gördüklerimizi de sizlerle paylaşmak ancak anladık ki beş gün bunun için yeterli olmuyormuş. Eksiklerimizi bir başka gezimizde tamamlamayı umuyor ve gördüklerimizle şimdilik yetiniyoruz.
Sicilya'ya giriş kapımız ve beş günün sonunda çıkış kapımız yine Katanya(Catania) olacak. İstanbul'dan kalkan uçağımız iki saatten de az bir sürede Catania Fontanarossa Havalimanı'na yaklaşıyor, dışarıya penceremizden göz attığımızda karşımızda gördüğümüz, beş günde göreceğimiz güzelliklerin birincisi oluyor. Avrupa'nın en büyük aktif yanardağı ETNA.


Katanya, Sicilya özerk bölgesinin, yaklaşık 400.000 nüfusu ile Palermo'dan sonra ikinci büyük şehri. Şehir Etna'nın yamaçlarına kurulmuş. Etna aktif olduğu ve zaman zaman da sinirlendiği için Katanya için devamlı bir tehdit oluyor. En azından hava trafiğini olumsuz etkiliyor ama Katanyalılar mecburen buna alışmış gibiler.
Havalimanından şehre otobüs ile ulaşım çok kolay. Terminal önünden kalkan otobüs ile 20-30 dakika içerisinde, 4 € karşılığı, Catania Centrale ulaşabilirsiniz. Elbette tercihiniz taksi de olabilir. Şehir içi ulaşımda ise otobüs kullanabilirsiniz ancak bize çok kullanışlı gibi gelmedi doğrusu. Duomo Meydanı'nı başlangıç noktası olarak aldığınızda görülmesi gereken yerler yürüme mesafesinde olduğu için önerimiz şehri yürüyerek tanımanızdır. Biz bu yarım günde şehri gezmek zorundayız, yarın da buradayız ancak şehrin dışına çıkacağız bu nedenle acelemiz var. Duomo Meydanı'nda turist araçları olarak küçük tren, kırmızı ve sarı otobüsler bulunuyor. Hepsinin de fiyatı 10 €. Biz hemen kalkacak olan sarı otobüs ile yarım saat sürecek bir tur yapıp tekrar meydana geldik, geri kalan zamanını da yürüyerek gezmeye ayırdık.
Duomo Meydanı (Piazza Duomo) civarı aslında şehirde görülmesi gereken yerlerin bir çoğunu kapsıyor. Meydandaki en dikkat çeken yapı Sant'Agata Katedrali ( Cattedrale di Sant'Agata). Katanya'nın en büyük katedrali ve 251 yılında ölen Saint Agata'ya adanmış. Opera bestecisi Vincenzo Bellini'nin mezarı da katedral içerisindedir. Katedralin hemen yanında ikinci bir katedral daha bulunuyor, bu katedralin adı Chiesa della Badia di Sant'Agata (Chiesa=Kilise).


Katedral önündeki büyük Duomo Meydanı etrafında pek çok tarihi ve görkemli bina bulunuyor. Meydanda bulunan Fil Heykeli (Fontana dell'Elephante) şehrin simge yapılarından. Fil heykeli ve üzerinde Mısır'dan geldiği söylenen dikilitaş ile ilginç bir heykel. Meydanda bir güzel çeşme daha bulunuyor (Fontana dell'Amenano). 1867 yılında inşe edilmiş ve yer altında gelen Amenano Nehri'nin suları ile besleniyor. Çeşmenin yanından ara sokağa girdiğinizde balık pazarını (Pescheria) gezmeyi unutmayın. Yine buradan Via Garibaldi caddesinde ilerlediğinizde Şehir Kapısı'nı (Porta Ferdinandea Garibaldi) göreceksiniz.

 Katedral Meydanı'na geri dönüp Etna'ya doğru yürümeye başlıyoruz. Burası şehrin en popüler yürüme alanı Etna caddesi (Via Etnea). Yanardağın etkisi ile biraz kararmış binalar, harika yer karoları, şık mağazaları ve tarihi yerleri ile gezimizi de sonlandıracağımız cadde. Piazza Universita'da bulunan Katanya Üniversitesi Binaları (Universita Degli Studi Di Catania), Teatro Machiavelli ve Basilica della Collegiata, Etna caddesinde ilk göreceğiniz yerlerdir.  Collegiata Bazilikası 1768 yılında barok tarzda yapılmış ve içerisindeki freskler ile çok güzel bir kilise.


Etna caddesinde güzel binalar arasında bizim son ulaştığımız yer ise tarihi Roma Kalıntısı olan Anfiteatro Romano di Catania'nın bulunduğu meydan oluyor. Kilisenin Arkasında, kalıntılara hakim konumda bir katolik kilisesi olan Chiesa di San Biagio o Sant'Agata alla Fornace ve kalıntıların ön kısmında ise Vincenzo Bellini'nin Heykeli'ni ve devamındaki Bellini Parkı'nı görerek Etna caddesi üzerindeki gezintimizi sonlandırıyoruz.


Gezimizin ikinci gününde Katanya bölgesinde şehir dışına çıkıyoruz. Sabah erken saatte aracımız ile Etna'ya doğru yol alıyoruz. Etna'nın boyu 3.000 metrenin biraz üzerinde ve her patlamasında boyu biraz daha azalıyor. Etna'ya Katanya'dan yarım günlük turlar ile ulaşabilirsiniz ya da Katanya
tren istasyonunun yanından kalkan şehir otobüsleri ile de ulaşabilirsiniz. Dağa tırmandıkça yeşil bitki örtüsü bir süre sonra bitiyor ve yerini lav püskürtmeleri sonucu oluşmuş siyah taşlara bırakıyor. Aracımız Silvestri Krateri'nin önüne kadar çıkıyor. Burada bir tesis yapılmış ve telesiyej de (cable car) yapılmış. Hava rüzgarlı olduğu için telesiyeji düşünmüyoruz ama rüzgara rağmen kraterde epey zaman geçirip, fotoğraflarımızı çekiyoruz.




Etna'dan sonra Savoca'ya geçiyoruz. Burası dünyanın en iyi film üçlemelerinin başlarında gelen Baba (Godfather) filminin çekildiği küçük kasaba. Al Pacino'nun kahve içtiği kafede kahve içip, filmin çekildiği sokaklarda biraz zaman geçirebilirsiniz ama yolun biraz virajlı olduğunu biliniz.




Katanya dışında gezdiğimiz Taormina ve Siracusa ile ilgili yazılarımızı okumanızı öneririz.


 

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder