Delft

Delft, Hollanda'nın güneyinde, Rotterdam ve Lahey şehirleri arasında yer alır. Yüzbin civarında bulunan nüfusu ile sessiz, sakin, kısacası tipik huzur veren bir Hollanda kasabası. Kurulduğu 1200'lü yıllardan beri tarihi dokusunu başarıyla koruyor. İlk yerleşim kanal çevresinde başlamış ve bugünkü halini almış. Şehrin tarihinde, bir sanatkar ile bir bilim adamı, şehrin gurur kaynağıdır. Özellikle "İnci Küpeli Kız" eseri ile ünlü, Hollanda'lı ressam Hohannes Vermeer, hayatı boyunca Delft'te yaşamış. Meydana çok yakında bulunan evini ziyaret edebilirsiniz (giriş 2 €) ancak evdeki eserlerin hepsi reprodüksiyon. Şehrin ikinci gururu ise, ünlü bilim adamı Antonie van Leeuwenhoek. Kendi yaptığı basit mikroskop ile gözle görülmeyen yapıları inceleyerek, bilim dünyasında geleceğe çok önemli kapı açmıştır.
Ulaşım: Amsterdam gezisinde tavsiyemiz civardaki şehirleri de görmenizdir. Yaygın tren ağı ile bunu kolayca gerçekleştirebilirsiniz. Amsterdam'ın Delft'e uzaklığı sadece 70 km.dir ve trenle yada araba ile bir saatten daha az bir sürede ulaşılabilmekte. Delft tren garı eski kent meydanına ise sadece 10 dakikalık yürüme mesafesindedir. Rotterdam'ın mesafesi 15 km. olup araba ile 20 dakika, tren ile 11-12 dakikadır. Lahey ise 10 km. mesafede olup, araba veya tren ile Delft'e ulaşmak sadece 15 dakikadır. Dümdüz olan şehirde bol bol yürüyün veya bisiklet kiralayın ama mutlaka sokaklarına dalıp huzurun tadını çıkarın. Tren biletinin güzelliği ise günlük olması ve gün içerisinde tüm hatlarda kullanım hakkı vermesi. Trenler için güncel bilgiler için bu iki linki kullanabilirsiniz.   https://www.ns.nl/en   -   https://www.thetrainline.com

Gezilecek yerler: Tüm şehrin ve tarihi şehrin merkezi, Pazar Meydanı'dır. Meydan uzun, ince ve etrafı hediyelikler satan dükkanlar, porselen dükkanları ve bir çok kafe ile çevrilidir ama meydanda bulunan iki yapı daha çok göze çarpmaktadır. Bunlardan biri, şehrin en eski binası da olan Belediye Sarayı (Stadhuis Delft). 1536 yılında çıkan büyük bir yangınla yok olan bir hapishanenin yerine, 1628 yılında yapılmış.Rönesans tarzı mimarinin güzel bir örneği olan binada ressam Vermeer düğününü yapmış. Meydanın diğer ucunda, Belediye Sarayı ile cepheli duran, devasa kulesi ile görkemli Yeni Kilise (Nieuwe Kerk) yer alıyor. 1393-1655 yılları arasında inşa edilen kilisenin çan kulesi 109 metre ve 376 basamaklı. Utrecht'deki kiliseden sonra Hollanda'nın en yüksek kulesidir. Önemli bir diğer özelliği de kraliyet mezarlığı olmasıdır. Tüm Hollanda kraliyet ailesinin mezarları burada bulunmakta. (giriş 3 €, aynı bilet eski kilise için de geçerli).

Şehre gelen tüm turistlerin fotoğraf çektirdikleri kristal Kalp Heykeli (Blue Heart of Delft) çok ilgi çekmekte. Aslında Delft'in en önemli özelliği ünlü porselenleri ve yoğun olarak porselenlerde kullandıkları mavi renk. Delft Mavisi renginin isim babasının da bu şehir olduğunu artık biliyorsunuz. Kalp heykeli de pazar meydanının hemen yanında bulunuyor ve tarihi bu bölgede son bir kaç yüzyılda yapılmış tek yeni eser. Meydanın yakınında bulunan Eski Kilise (Oude Kerk) eğik kulesi ile mutlaka dikkatinizi çekecektir. Sanki her an yıkılabilirmiş gibi duran çan kulesinin yapım tarihi 1246. O tarihten beri ayakta durduğuna göre, demekki uzun yıllar gezginlerin ilgisini çekmeye devam edecektir. İç süslemelerinin güzelliği yanında, Vermeer ve Leevenhoek'un mezarlarına da ev sahipliği yapıyor (giriş 3 €, aynı bilet yeni kilise için de geçerli).

Hollanda'nın şehirlerinde kaybolurcasına gezmenin keyfini Delft şehrinde de aldık. Kanallar ve tarihi binalar arasında gezinmek, özellikle fotoğraf severlere güzel fırsatlar yakalatacaktır. Rotterdam'a giderken yarım gün ayırdığımız Delft sokaklarını o kadar sevdik ki, meydan civarında bulunan 9 müzenin hiç birine zaman ayıramadık.

Görmediğimiz ama notlarımıza aldığımız, bir başka gezimize bıraktığımız yerlerin listesi;
-Porselen fabrikası, Rotterdamseweg 196 numara
-Molen de Roos (yel değirneni), Phoenixstraat 112 numara
-Botanik Bahçesi (giriş 2 €), Julianalaan 67 numara